Psikodramanın Ebeveynlik Tutumlarına Etkisi

Psikodramanın Ebeveynlik Tutumlarına Etkisi

  • Post author:
  • Post category:Blog

Psikoloji Araştırmaları Dergisi, 2014, 1
Klinik Piskolog Necla TAŞPINAR GÖVEÇ

Çocuk yetiştirmek, yetişkinlerin karşılaşacağı en zorlu yaşam görevlerinden biridir. Uzun yıllar süren bu görevde çoğu kişi başarılı olmak ister. Çocuk yetiştirmeye başlama zamanı ile ilgili olarak çok tartışmalar olmuştur. Günümüzde çocuk yetiştirme işinin anne karnına düşmeden önce başladığı kanıtlanmıştır. Çocuğun yetişmesi sırasında ebeveynler çeşitli zorluklarla karşılaşırlar. Bu sorunlara uygun şekilde yaklaşmak her zaman mümkün olmayabilir. Bu durumda çocuk gelişimini bilmek ve uygun çocuk yetiştirme tutumlarını benimsemek çok önemlidir. Çocuk yetiştirme tutum ve davranışları çoğunlukla anne-babalarından kazanmış oldukları alışkanlıklar yaşama dair kendi beklenti ve idealleri ile oluşur. Bu tutumlar oldukça durağan, kapalı, katı özellikler taşır. Anne-baba tutumları ailelerin geçmiş yaşam kalıpları ile örülüdür (Özbek ve Leutz, 1987).

Ebeveynin aile ortamına ilişkin bilinçli ya da bilinçli olmayan eğilimleri, çocuğun gelişiminde doğrudan rol oynayan öğelerdir. Çocuk yetiştirme ile ilgili bir eğitim çalışmasında annelere didaktik, kavramsal bir öğretim yönteminin yaşama aktarım açısından işlevsel olması güç olmaktadır. Görsel ve işitsel eğitim araçları kullanılsa dahi salt bilgi aktarımı düzeyinde gelişen bir öğretim süreci, belki bilgilerde değişim sağlamakta, ancak davranış düzeyinde değişim sağlayamamaktadır (Bruner ve Arık, 1991).

Bu makale, annelerin kendi annelik süreçlerinde yaşadıkları duygularının farkına varmalarını ve davranışlarına tercihleri doğrultusunda yön vermelerini sağlamada psikodramanın etkisini değerlendirmek amacıyla yazılmıştır. Öncelikle psikodramanın ne olduğunun anlatılması makaleyi anlamak için yararlı olacaktır. Psikodrama, -diğer bir ifadeyle spontan tiyatrodan- yararlanılarak gerçekleştirilen ruhsal geliştirme/tedavi yaklaşımıdır. Bu uygulamanın amacı, kişilerin, katarsis (duygusal boşalım) sağlamaları, içgörü kazanmaları ve böylelikle daha sağlıklı bir takım davranışlara yönelmeleridir (Dökmen, 1995).

Psikodrama grup ya da bireysel danışmanlıkta problemleri incelemek için oyunsal hareketleri kullanan bir metoddur. Psikodramanın prensipleri tarihsel süreç içinde Jacob L. Moreno (1898-1974) tarafından geliştirilmiştir (Praman, 2002).

Moreno’ya göre psikodramanın temel amacı, insanların spontanlıklarını ve yaratıcılıklarını geliştirmelerine fırsat sağlamaktır. Psikodramada grubu oluşturan üyeler, bir takım ruhsal sorunlarını canlandırarak etkileşimde bulunurlar. Sorunları anlatmaktan ziyade rol oynamak esastır. Duygu ve heyecanla yüklü geçmiş yaşantıları, çatışmaları dramaya dökerek “şimdi ve burada” yeniden yaşatması yöntemin arıtıcı (katartik) işlevini ortaya çıkarır. Ayrıca psikodrama, güncel sorunlarla ve çatışmalarla veya gelecekle ilgili korkuları, güçlükleri de ele alarak bireyi hazırlamayı, problemlerde baş edebilme yollarını incelemeyi ve onları deneme olanağı da verir (Schützenberger-Ancelin, 1995).

Psikodramada kişilerin birbiriyle etkileşim içinde olması ve tüm bunları oyunlaştırarak yeniden yaşaması, değerlendirmesi ve yeni durum içinde yaşantısını sorgulaması söz konusudur. Psikodrama oturumları; ısınma, oyun ve görüş (rol geri bildirimi-paylaşım) aşamalarından oluşur. Ancak bazı durumlarda bir oturum, yalnızca ısınma ve görüşme aşamalarından ya da yalnızca oyun ve görüşme aşamalarından oluşabilir.

Psikodramanın temel işlevleri;

  • Katarsis sağlama ve içgörü kazanma,
  • Gerçeği test etme ve alternatif düşünce oluşturma,
  • Öğrenme/Davranış değişikliğidir.

Moreno’ya göre bir psikodrama oturumunun gerçekleştirilebilmesi için sahne, yönetici, protogonist, yardımcı oyuncular ya da yardımcı benler ve grup üyeleri şeklinde beş temel öğe/araç gereklidir (Dökmen, 2005). Psikodramada davranış ve düşünce değişikliğine yol açan üç tane teknik vardır. Bunlar rol değiştirme, eşleme ve ayna tekniğidir.

Psikodrama ile amaçlanan şey;

  • Kişinin iç görü kazanması,
  • Alternatif düşünceler oluşturması,
  • Gerçeği test etmesi ile davranış değiştirmesidir. Bu durumların oluşabilmesi için de bu 3 temel teknik kullanılır.

Psikodramanın Kuralları

  • Protogonistin çatışmasını konuşarak değil oynayarak dile getirmesi,
  • Şimdi ve burada ilkesine göre çalışma yapmak,
  • Gerçeğin öznel bir kavrayış olduğu,
  • Psikodramanın bir aktarım yöntemi olduğu kadar bir dizginleme yöntemi olduğu,
  • Protogonistin aktardığı sorun grup içinde çalışıldıktan sonra mutlaka paylaşım yapılması,
  • Protogonistin, kendisiyle ilgili gerçeği aktarırken, sahneyi, zamanı, yeri ve yardımcı egoları kendisinin seçmesine olanak tanınması en önemli kurallardan bazılarıdır

(Buchanen, 1984 & Dökmen, 1995) (akt. Gökler, 2011).

Psikodramanın Aileye Bakışı

Aileler toplum sistemleri içinde yer alan ve kendi içinde alt sistemlere ayrılan birimlerdir. Sistemlerin genel bir özelliği olarak; sistem içinde bireylerin birbirleri ile etkileşimi söz konusudur. Aile ilk olarak birbirlerini seçmiş bir çift ile başlar ve sonrasında aileye çocuklar eklenirler. Ailenin ilk oluşumunda seçimler önemli bir yer tutmaktadır. İlk olarak çiftler birbirini seçmektedir. Çocuklar doğduktan sonra, çocuklarla ebeveynler arasındaki seçimler de belirginleşmeye başlar ve aile içinde farklı koalisyonlara dayanan farklı alt sistemler görülür (Dokur ve Profeta, 2006). Burada seçimlerin sebebinde tele ve aktarım ilişkileri önemli bir yer tutar. Moreno’ya göre tele, iki insanın birbirlerinin iç dünyalarını, neler hissettiklerini karşılıklı olarak yaşamaları demektir. Moreno, empatinin tek yönlü olduğunu telenin ise iki yönlü olduğunu belirtmekte, empatiyi telenin bir bileşeni saymaktadır (Dökmen, 2005).

Moreno gelişim psikolojisi hakkındaki düşüncelerinde, kişiliğin gelişimine dair iki temel özelliğin varlığını kabul eder. Bunlardan ilki kişiler arası ilişkilerin gelişmesi (sosyo-emosyonel sistem), diğeri ise rol öğrenimi sırasında elde edilen deneyimler (rol geşimi) (Özbek ve Leutz, 2003). Moreno’ya göre kültür rolden doğar. Rol patolojileri sorunlu yapıyı anlamak için önemlidir. Aile içinde hangi rollerin alındığı, bunların nasıl alındığı, nasıl ortaya konulduğu, hangi rollerin alınmasına izin verilmediği gibi durumlar çok önemlidir (Turan, 2006). Moreno, rol eğitiminin psikodrama grubu dışında olan grupla etkileşimi sağladığına inanır. Rol dönüşümü sayesinde diğerlerine karşı daha hassa oluruz, empati kapasitemiz ve sorumlu davranışımız güçlenir. O, bunun merhametli ve destekleyici bir çevreye liderlik edeceğine inanmaktadır ( Pramann, 2002).

Rol Kategorileri

Moreno; rolü, bireyin belli bir anda, başka insanlar ya da nesnelerin de bulunduğu belli bir duruma tepki verirken gösterdiği işlev biçimi olarak tanımlar (Özbek ve Leutz, 2003). Diğer bir ifade ile Moreno’ya göre rol, kişilerarası bir yaşantıdır, sosyal yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır; hatta sosyal yaşam rollerden ibarettir. Sosyal etkileşme ve gelişme ortamında ortaya çıkmakta olan roller, sosyal etkileşimin gözlenebilir üniteleridir (Dökmen, 1995). Moreno, insandaki ruhsal patolojileri rol gelişim kuramına göre açıklar.

Moreno’ya göre, rol kategorileri Birincil (Primer) ve İkincil (Sekonder) olmak üzere ikiye ayrılır:

Birincil Rol kategorilerini, “somatik roller”, “psişik roller”, “sosyal roller”,

İkincil Rol kategorilerini de, “psikodrama roller”, “konserve roller”, “rollerin göreceliği” olarak sınıflandırır (Özbek ve Leutz, 2003).

Ebeveynin Önemi

Rollerden kaynaklanan patolojilerin doğmasında ailenin etkisi çok büyüktür. Ailenin de neden bu şekilde bir etkiye sahip olmasının birçok nedeni vardır. En önemli neden onların da ailelerinden bu şekilde öğrenmeleridir. Anne-babalar kendi çocukluklarında bazı rolleri alamadıkları için çocuklarına verememektedirler. Bazen çocuklukta karşılaşılan zorlu yaşam koşulları, travmalar ebeveynlerin çocuklarının büyümesi sırasında neye nasıl tepki vereceklerini bilememelerine neden olabilir. Örneğin; çocuğa kontrolcü yaklaşmak, aşırı merak duygusu ile çocuğun sınırına müdahale etmek, çok aşırı korumak, normal davranışları ayırt edememekten kaynaklanan hatalar yapmak gibi. Bazen de ebeveynler çocuklukta alamadıkları duygusal ihtiyaçları çocukları üzerinden temin etmeye çalışırlar. Çocuklarda bazen bu beklentiye uygun şekilde davranabilirler bu durumda da aile içindeki roller birbirine karışır. Psikodrama çalışmalarında anne-babalar travmaya uğradıkları, zor geçirdikleri çocukluk yıllarıyla ilgili çalışmalarla acılarıyla yüzleşmeyi ve yüklerini boşaltmayı öğrenirler. Çocukluklarında alamadıkları bu rolleri almaya cesaretlenirler.

Rol kuramına göre annenin çocuğu ile kurduğu ilişki çok önemlidir. Eğer anne çocuğuna olumlu bir ilişki kurarak cesaret veriyor ise çocuğun bu rolleri alabildiği görülür. Annenin çocuğuyla ilişkisinde kaygı ve endişe yaşaması ve bu şekilde bakım vermesi bu rollerin alınamamasından kaynaklanan patolojilere neden olmaktadır.

Grup çalışmalarında aile içindeki her bir bireyin rollerinin değerlendirilerek annelerin ve babaların çocuklarıyla ilişkide yaşadıkları sorunları çözümlemede psikodramanın çok önemli bir yeri vardır (Gül, 2010). Grup çalışmalarında sağlıksız ebeveyn tutumları ele alınarak çalışılır. Sağlıklı ebeveyn tutumlarından en önemlisi demokratik anne-baba tutumudur. Bu tutumda ebeveyn çocuğuna içten sevgi ve saygı duyar ve bunu şartsız olarak gösterir. Çocuğun ilgi ve ihtiyaçlarına karşı duyarlıdır (Kuzgun, 1972). Ebeveynler spontan ve yaratıcıdır. Bu ebeveynlerin alabildikleri roller fazladır ve rol gelişimine açıktırlar. Çocuklarını da bu konuda destekler ve cesaretlendirirler. Çocuk annesinin yardımcı egosudur, zaman zaman bu değişebilir (Turan, 2006).

Tartışma ve Sonuç

Psikodrama ile yapılan grup çalışmaları sonucunda; sağlıklı ebeveyn tutumlarının gelişmesine olumlu katkı sağladığına yönelik veriler elde edildiğine dair birçok çalışma vardır. Çalışmalardan çıkan ortak sonuçlara göre; psikodrama grup üyelerinin tümü tarafından farkındalığa ve öğrenmeye yol açmaktadır. Psikodramada kullanılan rol değiştirme, eşleme gibi teknikleri grup üyelerinin birbirlerinin davranışlarından nasıl etkilendiklerini anlamalarını sağlamada yararlı olmaktadır. Rol değiştirme ile anneler çocuklarının gözünden kendilerini görme fırsatını yakalamaktadırlar. Anneler kendi içinde bulunduğu rollerin dışına çıkarak çocuklarının subjektif gerçekliğini deneyimlemektedirler. Anneler rol eğitimi ile yanlış olan tutum ve davranışlarını fark etme ve değiştirme imkânı bulmaktadırlar.

Ebeveynlere yönelik yapılan diğer çalışmalarda (Örn; yazılı belgelerde, konferanslarda, interaktif seminerlerde vb. ortamlarda) çözümler sadece öneri olarak kalır. Dinleyiciler de bilişsel anlamda olan bitenin farkına varıp, kendi yanlışlarını ya da eksiklerini fark ederler. Psikodrama oturumlarında ise anneler, çocukları ile yaşadıkları sorunların çözümünde etkin bir şekilde yer alarak deneyimleme imkânı bulurlar.

Sonuç olarak anne-babalık doğuştan getirilen bir yetenek değil sonradan kazanılmış bir rol olduğundan gerek bireysel psikodrama gerek de grup psikodraması ile çalışmaları ile ebeveynlerin kendi içsel süreçlerine eğilip yaşadıkları sorunları çözerek iç görü kazanmaları, çocukları ile olumlu ilişki kurma ve doğru ebeveyn tutumları benimsemeleri sağlanmaktadır.

KAYNAKLAR

  • Arık, A. (1991). Öğrenme Psikolojisine Giriş. İstanbul: Edebiyat Fakültesi Basımevi.
  • Bruner, J.S.(1991). Bir Öğretim Kuramına Doğru. (Çev: F, Varış., T, Gürkan.). Ankara Üniversitesi.
  • Dokur, M., Profeta, Y. (2006). Aile ve Çift Terapisi. İstanbul: Morpa Yayınları
  • Dökmen, Ü. (2005). Sosyometri ve Psikodrama,. (7. Baskı). İstanbul: Sistem Yayıncılık.
  • Gül, E. (2010). Moreno’nun Rol Kuramı Üzerine Yapılandırılmış Psikodramatik Anne-Baba Okulu Uygulama Modeli. (Yayımlanmamış Psikodrama Tezi). İstanbul.
  • Gökler, B. (2011). Çocuk ve Ergenlerle Grup Psikoterapisi ve Psikodrama. Psikodrama Dergisi Sayı:3
  • Kuzgun, Y. (1972). Anne-Baba Tutumlarının Kendini Gerçekleştirme Düzeyine Etkisi. (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Hacettepe Üniversitesi Eğitim Enstitüsü, Ankara.
  • Özbek, A., Leutz, G. (2003). Psikodrama, Grup Psikoterapisinde Sahnesel Etkileşim (2. Baskı). Ankara: Ayrıntı Basımevi.
  • Praman, R. (2002). An Introduction For a Domestic Violence Treament Program for Offenders. (Ssccc.com/ptp.doc).
  • Parman, T. (2006). Psikanalitik Psikodrama, Psikanaliz Yazıları, Kitap Dizisi 12, Bağlam Yayınları s.59-66.
  • Schützenberger-Ancelin, A. (1995). Psikodrama:Yöntemlerin Bir Özet Sunumu. (Çev: Prof. Dr. Özbek, A., Bulut, I., Aktaş, A.M., Kumbasar, H.). Grup Pskoterapileri Derneği Yayını No:4.
  • Turan, P. (2006). Çocuk Psikodramasında Ebeveyn Psikodraması. (Yayımlanmamış Psikodrama Tezi). İstanbul.